Kayısı Yetiştiriciliği

İklim İstekleri

  • Yerli çeşitlerimiz genelde karasal iklime sahip bölgelere uygundur. Karasal iklimin yer aldığı alanlarda kışlar soğuk, yazlar kurak ve sıcak geçmekte, hava oransal nemi düşük olmaktadır. Yerli çeşitlerimiz yazın kuru hava, kışın ise uzun süreli soğuklama istemesi nedeniyle nemli ve daha ılıman bölgelere uygun değildirler. Bu çeşitlerin sahil kuşağında yetiştirilmeleri durumunda, hava neminin yüksek olması nedeniyle mantari hastalık sorunu daha yoğun olmaktadır. Ayrıca söz konusu yöreler daha ılıman olduğundan, ağaçlar yeterli soğuklamayı alamamaktadır. Bu durum tomurcuk silkmesine yol açmakta; verim ya hiç alınamamakta veya çok düşük olmaktadır. Bu konudaki bilgi eksikliği nedeniyle, özellikle bazı üreticilerin söz konusu çeşitlerle kurdukları bahçeler zamanla sökülmekte, yıllarca yapılan bakım ve masraflar boşa gitmektedir.
  • Soğuklama isteği oldukça yüksek olan yerli kayısı çeşitlerimizin meyveleri yüksek oranda şeker içerdiğinden genellikle kurutmalık olarak kullanılmaktadır. Örneğin Malatya ilinde yaygın olarak yetiştirilen Hacıhaliloğlu ve Kabaaşı çeşitlerinin meyveleri kurutmaya uygundur. Ancak Malatya’da Hasanbey ve Şekerpare çeşitleri kurutmalık ve sofralık olarak kullanılmakta, Iğdır’da yaygın olarak yetiştirilen Aprikoz (Şalak), taze tüketim için ülkemiz iç pazarında haklı bir üne sahip bulunmaktadır.
  • Son yıllarda yapılan birçok adaptasyon denemeleri ile nemli bölgelere uygun, mantari hastalıklara dayanıklı ve soğuklama isteği az, Avrupa grubu yabancı çeşitler, genelde turfanda üretimin yapılabileceği ekolojiye sahip Akdeniz ve Ege Bölgelerinde denenmiş ve iyi sonuçlar alınmıştır. Taze olarak tüketime ve ihracata uygun çeşitlerin söz konusu alanlarda yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu çeşitlerden bazıları Precoce de Tyrinthe, Bebeco, Canino, Joubert Foulon’dur.

Toprak İstekleri

  • Toprak isteği, kullanılan anaca göre değişir. Ülkemizde kayısıya anaç olarak yine kayısı çöğürleri kullanıldığından söz konusu yetiştiricilikte istenen toprak tipi derin, geçirgen, su tutmayan, besin maddelerince zengin tınlı veya tınlı kireçli topraklardır. Derinliği az olan ve hemen altında sert kaya tabakası bulunan veya taşlı, kumlu topraklarda yetişen kayısılar küçük ve kalitesiz meyve oluştururlar.
  • Ağır, su tutan killi topraklar kayısılar için kesinlikle uygun değildir. Bu topraklarda kayısılarda zamklanma ve daha sonraki yıllarda zamansız ölüm meydana gelmektedir.
  • Kumlu topraklarda kayısı yetiştirilmesi düşünüldüğünde, kayısıya anaç olarak şeftali çöğürlerinin kullanılması daha kaliteli ürün alınması bakımından yararlı olabilir. Ayrıca ağır topraklarda yapılacak yetiştiricilik için de myrobalan (can erikleri) anaçlarının kullanılması tercih edilebilir. Ancak söz konusu anaçların kayısı ile aşı uyuşmazlığı gösterebileceği, bazı kayısı çeşitlerinin farklı anaçlarla uyuşmazlık bakımından farklılık gösterebileceği, bazılarının kabul edilebilir uyuşma sağlayabileceği unutulmamalıdır.

Kayısı Bahçelerinin Kurulması

  • Kayısılar erken çiçeklenen bir meyve türü olarak, ilkbahar geç donlarından oldukça etkilenmektedir. Bu nedenle ova, çukur ve don tehlikesi bulunan ırmak kenarlarında kayısı bahçesi kurulmamalıdır. Irmak kenarları, meyilli arazilerin alt tarafları ve çukur yerler, genelde soğuk hava ve sislerin çöktüğü yerler olduğundan, bu gibi yerlerden kaçınılmalıdır. Kayısılar bol ışıklı ve devamlı güneş gören alanları sevdiğinden, güneye bakan hafif meyilli alanlar kayısılar için çok uygundur. Fazla meyilli arazilerde teraslama yapılabilir.
  • Kayısı bahçesi kurulacak alanlar, ilkbaharda derin olarak birkaç kez sürülerek dikimin yapılacağı sonbahara kadar dinlendirilir. Dikimden önce dekara 2-3 ton yanmış çiftlik gübresi serpilerek karıştırılır. Özellikle ağır toprakların ıslahı ve organik maddece zenginleştirilmesi için organik gübrelerin kullanılması yararlıdır.
  • Fidanlar, kışları sert geçen yörelerde ilkbaharda dikilmelidir. Kış soğuklarının fazla olmadığı alanlarda sonbahar dikimi yapılmalıdır. Dikim sonbaharda yapılırsa, toprak sıcaklığının yeterli olması durumunda kök faaliyeti devam ederek fidanların toprağa tutunmaları daha kuvvetli olur. Bu nedenle yazın fidan gelişmesi hızlı olur, fidanlarda kuruma riski en aza iner.